"Dünyadaki en sağır edici ses, acı çeken bir mazlumun sessizliğidir." diyen Hz. Ali (Radiyallâhu Anh), Gazze'nin halini en güzel şekilde ifade etmiş.
Gazze ölüyor. Ama Gazze'de ölenler sadece bebekler, çocuklar, anneler, mazlumlar değil, insanlığın ta kendisidir.
Hepimiz Gazze'deki o yiğitlerin imanının büyüklüğü karşısında küçülüyor, yüceliği karşısında eziliyoruz.
Dünyanın en büyük terör örgütü olan İsrail, adeta dünyanın gözüne soka soka kundaktaki bebekleri, küçücük çocukları, çaresiz anneleri, kadınları, yaşlıları vahşice katlediyor.
2 milyarlık nüfus ve 57 ülke ile biz Müslümanlar, maalesef sadece izlemekle yetiniyoruz. Öyle ki, katil İsrail’in ve destekçilerinin ürünlerini boykot etmekten bile aciz kalıyoruz.
Oluk oluk Müslüman kanı akarken, hala buna seyirci kalmak zillet ve acziyetin geldiği son nokta değil midir?
Daha ne kadar sürecek bu suskunluk?
Haydi! Zulme sessiz kalma. Gazze için ayağa kalk!
Beyazgül ailesi olarak, 13 Nisan Pazar günü saat 13:30’da Beyazıt Meydanı’ndan Ayasofya Meydanı’na uzanan büyük yürüyüşe katıldık.
Dillerimizde tekbirlerle, kalplerimizde Gazze’nin acısıyla attık her adımı. Zulme sessiz kalmadık, Gazze’nin yalnız olmadığını haykırdık.
Katil İsrail’in işlediği insanlık suçlarına karşı durmak, tüm dünyaya Filistin halkının yanında olduğumuzu göstermek için binlerce vicdan sahibiyle birlikte yürüdük.
Bu yürüyüş, sadece birkaç kilometrelik bir mesafe değil; bir duruşun, bir direnişin ve bir vicdan hareketinin sembolüdür..
Filistin için mücadelemiz sokaklarda da, gönüllerde de devam edecek.
Gazze'deki zulme karşı sessiz olmadığımızı bütün dünyaya duyuracağız.